İSLÂM BİRLİĞİ
İttihad İlmî Araştırma
Heyetince Hazırlanmıştır
İstanbul-2000
TAKDİM
Müslümanın gönlünde, fikrinde devamlı olması gereken İslâm Birliği düşüncesidir. Maalesef bu düşünce ve büyük hedef, gerek müslümanların yazdığı kitaplarda, gerekse basın yayın kuruluşlarında, radyo ve tv lerde hiç işlenmemekte veya nadiren ele alınmaktadır. Bu mesele yani İslâm dünyasının istiklâliyet sebebi olan İslâm Birliği mevzuu adeta unutturulmak isteniyor gibi bir manzara görünüyor. Halbuki Risale-i Nur Külliyatında, İslâm Birliği, çokça nazara verilmiş ve "farz-ı ayn" diye hükümlendirilmiştir.
“Bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslâmdır.”“Azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı tali’siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi; İttihad-ı İslâmdır.”
BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ VE İSLÂM BİRLİĞİ
Orijinal tabiriyle İttihad-ı İslâm yani İslâm Birliği düşüncesi ve fikriyatı, müslüman ilim ve siyaset adamlarının üzerine çok düşündükleri ve gerçekleşmesi için çok gayret ettikleri bir mefkuredir. İslâm mütefekkirleri, maddî ve manevî olarak gerilediğini müşahede ettikleri İslâm Dünyasının kurtuluşu için bir ümit olarak İslâm Birliğinin aktif olarak devreye girmesini görmüşlerdir.
Bilhassa 19. asrın sonlarında ve 20. asrın başlarında bu fikir bazı Müslüman ilim, fikir ve siyaset adamını hareketlendirmiş ve bu hususta bir çok eserler yazmışlar ve faaliyetler yapmışlardır. Fakat zemin ve zaman yaver gitmemiş, Avrupa kökenli ideolojiler ve Avrupa meftunu Liderler İslâm Dünyası’nın daha da dağılmasını sağlamıştır.
İslâm Birliğinin tahakkuku ve aktif olarak uygulanması için Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri çok gayret göstermiştir. Bu düşüncesini İstanbul'a ilk geldiği 1907 yılından sonra, çeşitli vesilelerle gerçekçi olarak ortaya koymuş ve tahakkuku için gerekli şartları sıralamış ve İttihad-ı İslâmın tarifini yapmıştır.
Üç devirde yaşamış olan Bediüzzaman Hazretleri, hep İslâm Birliği fikrini savunmuş ve Müslümanların kurtuluşunun bu Birliğin gerçekleşmesinde olduğunu ifade etmiştir.
Yirmibeş sene süren en dehşetli zulüm devrinin sonlarına doğru, önce iktidarı elinde tutan Halk Partisi idarecilerini ikaz etmiştir. Bu memlekete, İslâm Dünyası’nın eskideki muhabbet ve kardeşliğini kazanmak için yönlerini İslâm Dünyası’na çevirmelerini tavsiye etmiştir. Bu ikazları duymayan o zihniyet, o zamanki anlayışıyla birlikte, tarihin karanlık sayfalarına gömülüp gitmiştir.
Daha sonraları ehven-üşşer olarak telakki olunan Demokratlar devri gelmiş ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri dine ve dindarlara bir derece yakın gördüğü bir kısım Demokrat idarecilerine İslam Birliği fikrini çok daha fazla anlatmıştır. Hattâ, İslâm Birliğinin teşekkülü hususunda detaylı bilgiler vermiştir. Sadece bilgi vermekle kalmamış, canlı misallerle meseleyi pekiştirmiştir.
Buna mukabil bazı Demokrat devlet adamları (Menderes gibi), Hazret-i Üstad’ın bu tavsiyelerini nazara almış ve bazı teşebbüslerde bulunmuşlardır. CENTO gibi bazı kuruluşuları, İslâm ülkeleriyle birlikte kurmuşlardı. Bediüzzaman Hazretleri bu faaliyetleri İslâm Birliğinin büyük bayramının bir başlangıcı olarak kabul etmiştir. Fakat maalesef Demokratlar buna yeterince çalışmamışlar sonra da ihtilalle devrilmişlerdir.
Irak’ta İslam Birliği için çalışan Kral ve Başbakan Sosyalist Baas’cılar tarafından ihtilalle devrilmişlerdir.
Beynelmilel şer cereyanlarının ve gizli dinsizlerin en büyük korkusu olan İttihad-ı İslâm fikriyatı, Müslümanlar tarafından devamlı canlı tutulmalı ve basın ve yayın organlarında neşriyat yapılmalıdır. Şu zamandaki menfi gibi olan hal-i âlem nazara alınmamalıdır. Nasıl ki bazı kimseler, kendi ideolojilerinin "ebediyyen var olacağı"nı telkin ediyorlar, Müslümanlar daha kuvvetli ve hakiki olarak İslâm Birliğinin gerçekleşeceğine ve devam edeceğine bin kat daha fazla inanmalı ve İslâm Kardeşliğine çalışmalıdır.
İSLÂM BİRLİĞİ NEDİR?
Bediüzzaman Hazretleri, İttihad-ı Muhammediye (ASM) hareketini en geniş şekliyle ele alır ve bütün mü’minleri içine aldığını beyan eder:
«Hem de dediler: “İttihad-ı Muhammediyeye (a.s.m.) dahil misin?”
Dedim: Maaliftihar! En küçük efradındanım. Fakat, benim târif ettiğim vecihle… Ve o ittihaddan olmayan, dinsizlerden başka kimdir, bana gösterin.» (Divanı-ı Harb-i Örfi sh: 11)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine diyorlar:
”Dâima İttihad-ı İslâmdan bahsedersin. Sen bize tarif et."
Cevaben:
«Lâkin tarif ettiğim ve dahil olduğum ittihad-ı Muhammedînin (a.s.m.) tarifi budur ki:
Şarktan garba, cenuptan şimale uzanan bir silsile-i nuranî ile merbut bir dairedir. Dahil olanlar da bu zamanda üç yüz milyondan ziyadedir. Bu ittihadın cihetülvahdeti ve irtibatı, tevhid-i İlâhîdir. Peyman ve yemini, imandır. Müntesipleri, kàlû belâdan dahil olan umum mü’minlerdir. Defter-i esmâları da Levh-i Mahfuzdur. Bu ittihadın nâşir‑i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir. Günlük gazeteleri de, i’lâ-i kelimetullahı hedef-i maksat eden umum dinî gazetelerdir. Kulüp ve encümenleri, câmi ve mescidler ve dinî medreseler ve zikirhanelerdir. Merkezi de Haremeyn‑i Şerifeyndir. Böyle cemiyetin reisi, Fahr-i Âlemdir...
...Elhasıl: Sultan Selim’e biat etmişim. Onun ittihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim. Zira, o vilâyat‑ı şarkiyeyi ikaz etti. Onlar da ona bîat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamanki şarklılardır. Bu meselede seleflerim, Şeyh Cemaleddîn-i Efganî, allâmelerden Mısır müftüsü merhum Muhammed Abduh, müfrit âlimlerden Ali Suâvi, Hoca Tahsin ve ittihad-ı İslâmı hedef tutan Namık Kemal ve Sultan Selim’dir ki, demiş:
İhtilâf u tefrika endişesiKûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni.İttihadken savlet-i a’dâyı def’e çaremiz,İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni.
Yavuz Sultan Selim» (Divanı-ı Harb-i Örfi sh: 19)
İttihad ismini almakla birlikte ittihad etmeye mani olan tutum sergileyen İttihad Terakki Cemiyeti hakkında Bediüzzaman Hazretlerinin beyanı:
«Herkesin şevkini kıran ve neş’esini kaçıran ve ağrazlar ve taraftarlıklar hissini uyandıran ve sebeb-i tefrika olan ırkçılık cemiyat-ı akvamiyeyi teşkiline sebebiyet veren ve ismi meşrutiyet ve mânâsı istibdat olan ve İttihad ve Terakki ismini de lekedar eden buradaki şube-i müstebidaneye muhalefet ettim.» (Divanı-ı Harb-i Örfi sh: 32)